PMYO Sözlü Sınavı hakkında

Kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev Ve Yetkileri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 4 Nisan 2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İşbu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlite uygulamada sonuçları tezahür etmeye başlamıştır. Kanunun PMYO öğrencileri hakkında getirdiği düzenleme neticesinde 1700 civarında PMYO öğrencisi yapılan sözlü sınavla elenerek polis memuru olamamıştır. Bu düzenlemeler Anayasa Hukuku ve İdare Hukuku açısından incelenmelidir.

      İç Güvenlik Paketi’nin 23. maddesi ile Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun Ek 1’inci maddesine “bu madddenin yürülüğe girdiği tarihte öğrenime devam edenler dahil … Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı rütbelerine aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” ibaresi eklenmiştir. İçişleri Bakanlığınca da bu düzenlemeye ilişkin olarak Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru Ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği çıkarılmış ve  3 Haziran 2015 tarihinde de resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

     Belirtmek gerekirse, bu yasal düzenlemelerden önce Polis Meslek Yüksekokulu’na girmeye hak kazananlar 2 yıllık eğitim sürecini başarıyla tamamlamaları neticesinde diplomalarını almalarıyla polis memurluğuna atanmaktaydılar. Fakat Emniyet Teşkilatı Kanunu’na eklenen Ek 1’inci madde ve düzenlemeye ilişkin yönetmelikle atanacak polis memur adaylarına sözlü bir sınav getirilmiştir. Yapılan düzenlemelerle sadece (objektif kriterleri olmayan) sözlü bir sınava dayanılarak başarının test edilmesinin ve öğrencilerin elenmesinin; hukuki denetlenebilirliğinin mümkün olmaması halinde sınavın objektifliğinin zedelenecek olması Danıştay’ın birçok kararında da yer bulduğu gibi hukuka uygun değildir.

      İç Güvenlik Paketi’yle yapılan değişikliklerden önce PMYO’ya giriş yapmış ve halihazırda öğrenime devam eden öğrencilerin mezuniyetlerine günler kala bu yeni düzenlemelerin kendilerine uygulanmasıyla elenerek polis memuru yapılmamaları hukuki öngörülebilirlik ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. PMYO öğrencileri bilmektedir ki: meslek yüksek okulunu başarıyla bitirmeleri halinde (mevzuatta da yer aldığı üzere) aday polis memuru olarak atamaları yapılır. İşsizliğin bulunduğu ülkemizde PMYO öğrencilerinin yüksekokula başvuru yaparak eğitim ve öğretim görmeyi talep etmelerinin en büyük etkeni de zaten bu şartlardır. Kaldı ki polis teşkilatına atanamadıktan sonra herhangi bir etkin geçerliliği olmayan Polis Meslek Yüksek Okulu diplomasını almak için bir öğrencinin 2 yılını feda etmesi düşünülemez. Yine PMYO‘ya alınacak öğrenci sayısı Başkanlık ile Personel Dairesi Başkanlığı tarafından; Yüksekokulların kapasitesi, Emniyet Teşkilatındaki boş kadro sayısı ve ihtiyacı göz önüne alınarak belirlenmektedir. Anlaşılacağı üzere, daha önceden PMYO giriş şartlarını taşıyarak ve PMYO’yu başarıyla bitirerek diplomasını alan öğrenciler Emniyet Teşkilatı kadrolarına herhangi bir sınava tabii olmaksızın aday polis memuru olarak atanacakları göz önüne alınarak sayı belirlenmektedir.

      Geçmişe yürümezlik ve belirlilik unsurlarını içeren hukuki güvenlik ilkesi; hukuk kurallarının tam anlamıyla geçerli olduğu ve toplumun bütün unsurlarıyla birlikte uyum içinde yürüdüğünü gösteren bir güven ortamı sağlar ve hukuk devletinin vazgeçilmez bir ilkesidir. Yine hukuki güvenlik ilkesi ile kazanılmış haklara saygı  ilkesi arasında da zorunlu bir bağlantı bulunmaktadır. Hukuk kurallarının sık sık değişmesi hukuki istikrar ve belirliliği yok ederken, bu değişikliklerin geçmişte tamamlanmış ve/veya kazanılmış haklara geriye dönük olarak uygulanması belirlilik ve istikrarın yanı sıra hukuki güvenliğin de zedelenmesine sebep olur.

     Yukarıdaki tüm açıklamalar çerçevesinde halihazırda PMYO’da eğitim gören öğrencilerin, kazanılmış haklara saygı ve hukuki güvenlik ilkelerini ihlal edecek şekilde yapılan değişikliklerle dayatılan ve yargısal denetimi yapılamayan sözlü sınavlarla polis memuru olma hakları ellerinden alınmıştır. Söz konusu işlemlerle pek çok kişi hukuka aykırı olarak mağdur edilmiştir. Bu mağduriyetin giderilmesi için tek başına yönetmeliğin iptaline yönelik dava açmak ve/veya yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması kararı almak, kanun maddesinin varlığı karşısında etkisiz kalacak, sınava tabi olmaksızın polis memuru olmaya yardımcı olmayacaktır. Bu mağduriyet ya bireysel olarak açılacak idari davalar ya da Anayasa Mahkemesi’nce kanunun iptaline hükmedilmesi neticesinde giderilebilecektir. Sonuç olarak mağdur polisler, bu şartlar altında ancak usulüne uygun olarak açılacak bir dava neticesinde polis memuru olarak atanabileceklerdir.